Yargıtay başkanı “Yeni Şafak çetesi” diyerek sert çıkış yaptı: “Biri onaylasın, istifa etmezsem şerefsizim.”

Yeni Şafak gazetesi geçtiğimiz günlerde bakanlar Mehmet Şimşek ve Ali Yerlikaya'yı hedef alan haberlere yer verdi. Son olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman'ı suçlayan gazete, “Yargıtay'da FETÖ'nün gölgesi halen devam ediyor” dedi.
“BİZ NEDEN ONLARA BİRİNİN MALINI HARAM ŞEKİLDE BÜYÜLEME FIRSATI VERMEDİK…”
Yaman gazeteye sert yanıt verdi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Yaman, yaptığı açıklamada gazeteyi “Yeni Şafak çetesi” olarak nitelendirerek, şunları söyledi: “Birinin malını hukuka aykırı bir şekilde yok etme fırsat ve fırsatını vermediğimiz için iki gün boyunca asılsız iftiralarla itibar celladı gibi davranmaya çalıştılar.”

“İFTİRA İÇİN ÖDEME GİRİŞİMLERİNDE SINIRLAMA OLMALIDIR”
Abdullah Yaman'ın açıklamasının tamamı şöyle:
“Hakimlik kariyerimin 1987 yılında başlayan son aşamasında, tesadüfen Yargıtay XI. Hukuk Dairesi başkanlığına seçildim.
Kariyerimin başlangıcından bu yana, hiçbir güç odağına dayanmadan, hak ve adalete önem vererek hareket ederek, kimsenin haklarından taviz vermemek için her türlü çabayı gösterdim.
Kirliliğin zirve yaptığı bir dönemde ülkeyi kurtaramasam bile, en azından ön kapımı temiz tutarak adalete olan inancın oluşmasına yardımcı olmaya çalıştım.
Elbette bunların hiçbiri değer değil. Bir yargıcın dürüstlüğüyle itibar kazanmasından daha anormal bir şey yoktur. Dürüstlük bizim için olmazsa olmaz ve olmazsa olmaz bir şey olmalı değil mi? Ancak ülke o kadar kirlendi ki sıradan erdemler bile övgüye değer hale geldi. Çok yazık, çok yazık.
Dolayısıyla kimseden “aferin” beklemiyorduk. Ancak iftiranın bedelini ödetmeye çalışmanın da bir sınırı olmalı.

“Haksız talep ve beklentilere maruz kalmamıza rağmen bunları avucumuzla reddetmeyi başardık”
Her biri ayrı bir hakaret anlamına gelen aile içi idamların da bir sınırı olmalı değil mi?…
Bizim bu kadar alçak, şerefsiz, şerefsiz iftiracılarla mücadele ederek ömrümüzü harcadığımızı bilmiyorlar.
Allah'ın sonsuz rahmeti ve kudreti ile hepsini aştık elhamdülillah.
Liderliğini yaptığım departman nispeten büyük meblağları içeren ticari davalarla ilgilenmekten sorumludur. Bu nedenle zaman zaman haksız istek ve beklentilere maruz kalsak da bunları reddetmeyi başardık.
Geçmişinizde sizi birilerinin eline rehin bırakan mütevazı bir hayat bırakmadıysanız, tavır almakta zorluk çekmezsiniz.
“TEK SEBEP, HAKSIZ TALEPLERE İZİN VERMEMEMDİR”
Yeni Şafak çetesinin bugünlerde beni karalamaya çalışmasının tek nedeni onların haksız taleplerine boyun eğmememdir.
Kimsenin malını hukuka aykırı bir şekilde yok etmelerine fırsat vermediğimiz için iki gündür asılsız iftiralarla itibar celladı gibi hareket ediyorlar.
Yıllardır dindar numarası yapan, tek kuruş çıkar uğruna bile alçakça bir şey yapmayan bu çeteye karşı elbette hukuki çerçevede elimden geleni yapacağım.
Bu arada, bu ikiyüzlülerin hala Müslüman olduğunu düşünerek beni sosyal medyada FETÖ'den linç etmeye çalışan zavallı muhafazakar trollere ne diyeceğimi bilemiyorum.
Allah'ın laneti hepsinin üzerine olsun.

“ESFELİ SAFİL'İN YENİ ŞAFAK ÇETESİ”
Bu ülkede FETÖ'den aşağı insanlar varsa bunlar dünya çıkarları uğruna bu etiketi pervasızca sallayan şerefsizlerdir.
Ey haramzade, seni ikiyüzlü, kalitesiz Yeni Şafak çetesi, bahsedilen haberlerden birini doğrula, istifa etmezsem şerefsiz olurum.
Peki, yaşayan leşler, yarın karşı tarafta ne cevap vereceğinizi bir an bile düşündünüz mü?
Yıllardır haram lokmalarla şımarık mahluklara bu soruyu sormanın faydasız olduğunu biliyorum.
Şimdilik, yarın, kıyamet gününde şeytanınızın sizi göreceğine güvenin.
“İLGİLİ TÜM KURUMLARI DAVET EDİYORUM”
Bu konu bir yönüyle devlet aygıtını ilgilendirdiği için tüm yetkili kurumları harekete geçmeye çağırıyorum. Soruşturma açsınlar, daha önceki tüm HTS telefon kayıtlarım ve hesap işlemlerim dahil tüm kamera kayıtlarına ve görüntülerine, geçerken tesadüfen yakalandığım iş yeri kayıtlarına baksınlar.
Bu alçakların haber adı altında paylaştıklarının zerre kadarı bile doğruysa, kamuoyu önünde sorumluluğu üstlenmeye hazırım.
Peki işler farklı giderse ne olur? Bu din tüccarları, patronajlarının çıkarlarını güvence altına almak için tehdit, şantaj ve itibar infazlarına devam ederlerse, mesele artık Abdullah Yaman'ın kişisel meselesi olmaktan çıkıp, devletin itibarının ihlali anlamına gelecektir.
“Devletin itibarının bittiği yerde bu tür çetelerin hakimiyeti başlar ve Abdullah Yaman'ın direnişi herkesten beklenemez.”




